Türkiye'de en çok uygulanan psikoterapi yöntemleri



Günümüzde ruh sağlığı alanında birçok psikoterapi yöntemi bulunmaktadır. Gün geçtikçe yeni yöntemler ortaya çıkmakla beraber mevcut olan yöntemler de güncellenmektedir. Türkiye’de kullanılan başlıca psikoterapi yöntemleri ; Psikanalitik terapi, varoluşçu terapi, bilişsel davranışçı terapi, bütüncül terapi, gestalt terapi, şema terapi, psikodrama, emdr, aile ve çift terapisi.
Psikanalitik terapi: 
Sigmund Freud’un teorilerini esas alan ve psikoterapi tarihini başlatan ilk yöntemdir. Ruh sağlığı sorunlarının bilinçaltından kaynaklandığını ve bilinçaltında gizli kalmış ya da baskılanmış malzemenin ortaya çıkarılarak danışanın çözüme ulaşacağı üzerine kuruludur. En uzun süren psikoterapi yöntemidir. Psikanalitik psikoterapide kullanılan teknikler; serbest çağrışım, aktarım ve karşı aktarım, rüya analizi, dil sürçmeleri ve projektif testler. 
Varoluşçu terapi: 
Varoluşçu felsefe akımından etkilenen varoluşçu psikoterapinin tarihi 19. Yüzyıla kadar dayanır. Varoluşçu psikoterapiye göre insan özgürdür ve kendi yaşantılarından kendi sorumludur. Kendini gerçekleştirme kapasitesine sahiptir. Psikoterapinin amacı danışanın yaşamı üzerinde düşünmesi , alternatiflerin farkına varması ve bunlar arasından birine karar vermesi için cesaretlendirmektir. Varoluşçu terapinin diğer psikoterapi yöntemleri gibi belli bir tekniği bulunmaktadır. Başlıca ilgilendiği konular ölüm, yalıtılmışlık, özgürlük ve anlamsızlıktır.
Bilişsel davranışçı terapi: 
Bilişsel davranışçı terapi 1960’lı yıllarda Aaron T. Beck öncülüğünde ortaya çıkmıştır. Bilişsel davranışçı terapi yaşanan psikolojik sorunların temelinde bireyin kendisi ve çevresiyle ilgili olumsuz inanç ve düşüncelerden kaynaklandığına inanır. Psikoterapi seansında otomatik düşünceler, varsayımlar ve kök inançlar üzerinde çalışır. Bilişsel davranışçı terapide ev ödevleri, alıştırmalar, egzersizler gibi teknikler kullanılır. 
Bütüncül terapi:
Çeşitli psikoterapi ekollerinin yöntem ve tekniklerini entegre ederek çalışır. İhtiyaca ve sorunun niteliğine göre birçok terapi ekolünün yöntem ve tekniklerinden faydalanır.
Gestalt terapi: 
Geştalt Terapi Yaklaşımı, 1940′lı yıllarda Fritz Perls, eşi Laura Perls ve Paul Goodman tarafından geliştirilmiş bir psikoloji yaklaşımıdır. Gestalt yaklaşımı, her bireyin doğuştan var olan potansiyellerini açığa çıkarabilme dürtüsüne sahip olduğu görüşünü savunur. Bireylerin, “aslında olmadıkları” birinin özelliklerine sahip olmalarını değil; aksine, daha çok kendi özelliklerini ve potansiyellerini fark edip bunlara sahip çıkabilmelerini ve kendilerini gerçekleştirmelerini amaçlar. Gestalt yaklaşımı, psikanalitik kuram, varoluşçuluk, psikodrama, zen felsefesi gibi pek çok yaklaşımdan etkilenmiştir.
Şema terapi: 
Şemalar duygu, düşünce, anı ve fiziksel duyumlardan oluşan belirli durumlar karşısında belirli şekilde davranmamıza yol açan zihinsel bir yapı olarak kabul edilir. Şema bir davranış değil, bizi belirli durumlar karşısında belirli şekilde davranmaya iten psikolojik yapıdır. Şema terapi bizim şemalarımızı iyileştirmeye çalışarak düşünce ve davranışlarımızı değiştirmeye çalışır. Uygun şekilde giderilemeyen her ihtiyaç belirli bir şema alanı oluşturur. Şema terapi bizim şemalarımızı iyileştirmeye çalışarak düşünce ve davranışlarımızı değiştirmeye çalışır. 

 Psikodrama :
Psikodrama, Tiyatroyu psikolojik tedavide kullanan bir tekniktir. Jacob Levy Moreno tarafından, 20. yüzyılın başlarında geliştirilen bir tekniktir. Kişinin grup içinde iyileştirilmesini hedefleyen bir grup psikoterapi yöntemidir.
EMDR:
Göz hareketleriyle duyarsızlaştırma ve yeniden işleme sistemi üzerine kuruludur. Psikoterapist Francine Shapiro'nun geliştirdiği, ABD'de 1987 yılında yaratılan travma arkası tedavi yöntemidir. Özellikle travma yaşayan bireylerde etkilidir. EMDR terapisinde 8 aşamalı, üç yönlü (geçmiş, şimdi, gelecek) bir protokol uygulanır. Hedef, geçmişte yaşanan anıların yeniden işlenerek duyarsızlaşmanın sağlanması, bugünkü semptomların tedavisi, danışanın gelecekte karşılaşacağı benzer sorunlar karşısında, kazandığı olumlu inanç ve duyguların geliştirdiği yeni bakış açısının yönlendirdiği davranışları gösterebilmesidir.
Aile ve çift terapisi:
Aile ve çift terapisi, değişim ve gelişimi sağlamak adına, aileler ve çiftler arasındaki yakın ilişkinin çalışıldığı, psikoterapinin bir dalıdır. Aile ve çift terapisinde amaç, aile içinde ve çiftler arasında yaşanan zorlu ve sıkıntılı süreçlerin ele alınarak çatışmaların çözülebilmesi ve tüm aile üyelerinin sağlıklı yönde değişiminin ve gelişiminin sağlanmasıdır.